15 Haziran 2013 Cumartesi

YENİ BİLGİLER IŞIĞINDA HAZARLAR VE SOY KÜTÜKLERİ ÜZERİNE KATKILAR

Hazarlarla ilgili mevcut bilgilerin çoğu Arap, İbrani, Ermeni, Bizans ve Slav kaynaklarındandır.
Çin kaynaklarında “T'u kue K'o-sa” şeklinde, Kuzey Asya’da On Uygur birliği içinde Hazar adına rastlanıyor.
Kaynaklar farklı olunca Hazarların menşei hakkında da farklı görüşler ortaya çıkmıştır.
Hazarların güçlü olduğu dönemlerde Gürcü ve Ermeniler üzerine akınlar yaptığını dikkate almadan Hazarların Gürcü ya da Ermeni soyundan olduğu gibi gayri ciddi görüşler bile vardır.
Hazarları doğrudan As ve Alanlara bağlayan kaynaklara [2] As ve Alanların Türk olmadığı için itirazlar mevcuttur.

Ancak, As ve Alanların Türklüğü meselesinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
 

Bölgede yaptığımız araştırmalarda özellikle Hıristiyan Alanların eserlerinin Türk mahreçli olmasının şüphe götürmez bir gerçek olduğunu müşahede ettik.[3]

Bugün Kuzey Kafkasya’da Türklüğü temsil eden boylardan Karaçay-Malkarların kendilerinin As ve Alanların devamı olduklarına inandıklarını şahıs ve soy isimlerinde, damgalarında bu izleri taşıdıklarını gördük. Dolayısıyla Hazarların, As ve Alan mahreçli olmaları görüşüne bu kavimlerin Türk olmadıkları noktasındaki itirazların yanlış olduğuna inanıyoruz.

Hazarların, Göktürk, Sabir, Hun, Suvar, Ağaçeriler, Akatzirlerin devamı ya da bir kolu olduğunu söyleyen görüşler de mevcuttur.[4] Hazarlar, Orta Asya’da ortaya çıkan bir Oghurik Türk kavmidir[5] şeklinde ifadeler yanında doğrudan Hunlara ve Proto-Bulgarlara bağlayanlar da görülür.[6]

Önceleri Tanrı dinine mensup olan Hazarlar, Bizans ve Araplarla olan münasebetleri sebebiyle Hıristiyanlık ve Müslümanlığı da kabul etmişler, dinî, siyasî ve kültürel tesirler neticesinde Grek ve Arap alfabesini de kullanmışlardır. 10.yy’dan sonra Museviliğin Hazarlar arasında yayılması Hazarların İbrani dili ve alfabesini kullanmalarına sebep olmuştur.

Ancak, Grek, Arap ve İbrani yazılarından önce ve zaman zaman bu yazılarla birlikte damgalardan oluşan Göktürk yazısının bir versiyonunu kullanmışlardır. Hazarların bu yazıyla yazılmış olan eserleri Arap, Bizans, Rus ve Yahudiler tarafından neredeyse yok edilmiştir. Eski Hazar şehirlerinde yapılan arkeolojik kazılarda ele geçen bir kaç Hazar damgası ve yazı örneği bulunmaktadır. Yaptığımız araştırmada, bilinen bu Hazar damgalarına ek olarak yenilerini tespit ettik.[7]

Göktürk yazısının Hazar versiyonuna Kiev Musevi Hazarlarının yazdığı mektubun altına 6 harfli ‘hukurim’ “ ben onu okudum “  kayıtlı metni, Tmutorokan (Phanagon)’daki kazılarda bulunmuş Hazar soy damgalarını örnek olarak verebiliriz.[8]

Bilindiği üzere Hazarların tarihi, dilleri, kültürleri hakkında doğrudan bir kaynağa sahip değiliz. Ancak, Hasanlanı Nazir’in ‘Karça’[10] adlı eserinde, orijinalinin Arap yazısı ve Hazar Türkçesiyle yazılmış, Kazak oğlu Botay oğlu Barlı adlı soylu bir kişiye ait olduğunu iddia ettiği 23 sayfalık eserde verilen bilgileri ve rivayetleri dikkate alıp bilinen Hazar tarihiyle mukayese ettiğimizde bazı boşlukların dolduğunu görüyoruz. Bu esere göre, Hazarların Kuήήabar (Hun), Ceti Nar, Hazar Ok, Boyrankύz ve Sibilgόl adıyla ifade edilen dönemlerinin olduğu görülür.

Sibiller Dönemi: Sarışınlar, bal renkliler, sarı saçlı ak yüzlüler anlamına gelen “Sibillerin” Hazarların ataları olduğu ve bunların Kuzey Kafkasya, Azov, Kara Deniz ile Ural nehri ile Dinyetper’in batı kısmı arasındaki yerlerin sahibi oldukları ifade edilmektedir. Bu bilgi bilinen tarihle de paralellik gösterir. Sibillerin içerisinde Kunnabar (Hun)’ların (??HUN-AVAR OLABİLİR Mİ??) bir bölümünün bulunduğu bunlarla birlikte Ceti Nar, Hazar Ok, Boyrankız ve Sibilgüllerin ayrı hanlıklar olarak yaşadığı belirtilir.

Hazarların önceleri Hun Hakanlığına tabi oldukları ve Suvarlara çok yakın oldukları[11] ve Atilla'nın oğlu Allak’ın[12] Hazarlara Hakan olduğu yönünde görüşler yazılı kaynaklarda mevcuttur. (??SUBARU/SUMER ve KASSİT/GUTİ/GUZ??)

Ceti Nar Dönemi: Hazarların Ceti Nar döneminde, önce Sibiller devleti içinde ilk Agı Han, ikinci Sakı Han, üçüncü Cıkı Han Hazarlara Hanlık yapmıştır. Nar, altın ve kıymetli mukaddes ışığı ifade eder. Uygurlardaki Altın Yaruk gibi. Güne ışık veren, hayatı tertip eden yedi mukaddes ışık vardır ve bu yer, su, gök v.b. Tanrıların tamamının gücü yani bütün dünyanın tek ve ulu Tanrısı Ceti Nar’dır. El-küfi, Fütüh adlı eserinde “Hazar Hakanları, sefere çıktıkları zaman çok büyük bir çadırla yola çıkar ve çadırın tepesine altın bir nar takarlardı”[13] diye yazmaktadır. El-küfi’nin bu kaydıyla Hazarlardaki Ceti Nar tabiri kavram olarak aynıdır.
(??NAR VE NARTLAR ARASINDA BAĞLANTI KURULABİLİR Mİ??)(??NAR-ONOGUR??)

Cıkı Han’ın dirayetsiz yönetimi ülkede karışıklıklara sebep olur. Akı Han’ın torunu Elgoşar üç Sibil (Hazar) Hanlığını birleştirip Han olur. Elgoşar’dan sonra kızı Ayelik Hanlığı yönetir.(?? SİBİL İLE SİBİRYA YA DA Sİ Pİ VEYA SİYEN Pİ İLİŞKİLİ OLABİLİR Mİ??)

Hazar Ok Dönemi : Hazar Oklarını meydana getiren ve Sibillerin (Hazarların) hakanı olan Sabur ve Balgur Hanlar da Hazar rivayetlerinde geçerler. Sabur Han’ın başşehri Akacurt, Balgur Han’ın başşehri ise Karacurt’tur.

Sabur Hanın ölümünden sonra rivayetlerde Künbermez adıyla halkına zulmeden bir hakan çıkar. Sabur Hanın torunu Sibilçi zindandan kurtulup Künbermez’i yenerek Hanlığı alır ve Sabur Han’ın torunu olan Huray’la evlenir. Burada Hun ve Suvar yakınlığını görmekteyiz. Çocuklarına Hazar Ok adını verirler. Hazar Ok , Sabur Han ve Balgur Han’dan kalan Akacurt ile Karacurt Hanlıklarının tek hanı olur, başşehri  Temirkan Kala olarak bilinen şehirdir.

Boyran Kız Dönemi : Hazar Ok’tan sonra kızı Boyrankız tahta geçer. Boyrankız, Sabar Hanı ile evlenir. Boyrankız’ın kayıtlarda geçen Boariks ile aynı şahıs olması muhtemeldir. (??BOYAR ??)

Hazarların, Hunlardan sonra Saburların yönetimi altına girdiği tarihi kayıtlarda bulunmaktadır. Hazar Ok’ların devlet sınırları Beştav Kapı, Temirkan Kala, Terek Su, Sulak Su arasındaki bütün düzlükleri içine almaktaydı. Bu bölgeye Barsilya adı da verilmektedir.(??BARSIL BORİS BURUÇOĞLU BORÇALI KALAİBURUÇ??)

Batı Göktürklerinin bu bölgeye gelip hakimiyetleri altına aldıkları dönemde (550-630) Kumanlar  ve Bulgarlarla birlikte Hazarlar, Sabarların yönetimi altında Batı Göktürk Devletinin yönetimi altına girerler. Hazar ve Sabarların birleşik ordusuna da Birsil (Barsıl) denilmekteydi. Hazar, Sabar, Alan, Bulgar boyları Sibil adıyla birleşmişler, ordularına da Birsil (Barsıl) denilmiştir.

Hazarların şimdiye kadar bilinen tarihi bu dönemden sonra başlar. Batı Göktürk Devleti içerisinde 558’den 630’a kadar Hazar Hanlığı olarak yaşayan Hazarlar 630’da Göktürk Devletinin yıkılmasından sonra kendilerini Göktürklerin devamı olarak sayarlar, Göktürklerde olduğu gibi bu dönemden sonra Hazar Hanları, Açina (Asena Aşina) soyundan seçilmeye başlanır. Göktürk yönetimindeyken de Hazar Hanı olan Bulan Han Açina soyundandır.

Hazar Devleti, tarihi seyir içerisinde genişleyen toprakları içerisinde bir çok ülkeyi almış, Sabirler, Bulgarlar, Slavlar, Macarlar, Peçenekler ve Kuzey Kafkasya uzun zaman Hazar yönetiminde kalmıştır. İbirye, Albanya, Ermenistan, Gürcistan, Pers ve Araplarla uzun yıllar süren savaşları olmuştur. Bugün Rusça  Verlehneye adı verilen Belencer-ÇirYurt 750’ye kadar Hazarların başkenti olmuştur. 750’den sonra 200 yıl İtil şehri ve Sarkel Hazarlara Başkent olmuştur. Hazarlar, Kiev, Çerson, Çufutkala, Feodosia, Tmutorokan (Phanagonia) ve Olbiz gibi önemli şehirlerin de kurucularıdır. IX.yy ortalarında Kıpçaklarla birlikte Hazarlara karşı saldırılar başlar. M.S. 854’ten itibaren Kabarlar, Macarlar, Kalizler ve Bulgarlar Hazar yönetiminden ayrılırlar.

Bu dönemden itibaren Hazarlara karşı Rus saldırıları da başlamıştır. 864’te Kiev, 884’te Sarkel Rus yönetimine geçer. 965’te Hazar Devleti Ruslar tarafından tamamen yıkılır. Siyasi varlığı sona eren Hazarların bir kısmı Azak ve Kırımda beylikler kurarlar, bu beylikler de 1016’da Rus yönetimine girer. Hazarların bir kısmı da İdil ve Terek boyları ile Kuzey Kafkasya’ya çekilmişler, buralarda küçük Hazar Beylikleri kurmuşlardır. Bu beylikler 1030’da Kıpçak yönetimi altına girerler.

Dağılan Hazarlar, Kıpçak, Peçenek ve Selçuklular arasına karışırlar. 1237 yılında Hazar Devletinin hakim olduğu topraklar, Batu Han’ın Saray şehrini başşehir yapıp Altınordu Devletini kurmasıyla Altınordu hakimiyeti altına girer. Kırım ve Azak Hazarlarının kalıntılarının bugünkü Karaylar, İdil boyundakilerin bir kısmının ise Çuvaşları oluşturan etnik gruplardan olduğu farz edilmektedir.

Kuzey Kafkasya’daki Hazar kalıntılarının kimler olduğu hususunda ise bilgiler bulunmamaktadır. Bölgede yaptığımız araştırmalar sırasında bugün Gürcistan’ın kuzeyinde Kabartı-Malkar sınırında yaşayan Ebze’lerin Hazarların Kuzey Kafkasya’daki kalıntısı olduklarına inanıldığına müşahade ettik.

Hazar Hanlarının silsilesinin bir kısmı Hazar Hakanı Yusuf’un Hadaii b. Şarput’a yazdığı mektupta kaydedildiği görülür[14]. Hazar Hanları hakkında bundan başka bir bilgiye kaynak eserlerde rastlanmamaktadır. Hazarların asıl Hanlarının yanında ikinci Han ya da Küçük Hanlık adını verdikleri bölge hanlarının da olduğu bilinmektedir.

Hazar Hanı Yusuf’un verdiği soy kütüğünde belirttiği hanların öncelerinin ve sonra gelenlerinin Kazak oğlu Botay’ın[15] verdiği bilgileri ve rivayetleri dikkate alarak Hazar Hanlarının Soy kütüğünü aşağıdaki şekilde gösterebiliriz.

Ayrıca, Büyük Hazar hanlarının yanı sıra Akayurt, Karayurt, Kagantur Kalasında  hüküm süren Kender Kagan adı verilen küçük beylikler de vardı. Bu bölgede hüküm süren Hanlar Kozbulan Han’ın soyundan olup sırasıyla Elbulan, Alphazar, Savtangil, Alpsibil, Tarmuç, Bacur, Alpbacur, Erbüyük, Appak, Bazuran ve Kozbulan’dır. [16]

Hazar bölgesi Kuman yönetimine girdikten sonra 1054-1066 yıllarına kadar ufak Hanlıklar devam etmiştir. En önemlisi Malcaran’dır. Malcaran Hazar Hanlarının bilinenleri sırasıyla Turnagil, Kuştangil, Alpkorsun, Curanak, Kortangil, Alpsil ve Appiy Han’dır.[17] Verilen bu bilgilerin Bizans ve Arap kaynaklarıyla mukayese edildiğinde Hazar araştırmaları için faydalı olacağı kanaatindeyim.

Dipnotlar

[1] Kuzgun, Şaban, Hazar ve Karay Türkleri,1993,Ankara, 47.s
[2] Kuzgun, Şaban a.g.e. 48.s
[3] Doğan, İsmail, Kafkasya’daki Göktürk (Runik) İşaretli Yazıtlar, Türk Dil Kurumu, Ankara,
2000 (bkz. Açıklamalar ve notlar bölümü)
[4] Kuzgun, Şaban a.g.e. 45-46.s
[5] Brovk, Kevin Alan, The Khazar Fortress of Sarkel, http:// www.khazaria.com/sarkel..html
[6] Kuzgun, Şaban, a.g.e., 48.s
[7] Doğan, İsmail, a.g.e. Açıklamalar ve notlar bölümü.
[8] Brovk, Kevin Alan, The Khazar Fortress of Sarkel, http:// www.khazaria.com/sarkel..html
[9] Brovk, Kevi Alan, a.g.e.
[10] Hasanlanı Nazir (Anttezli), Karça, Ömürleden Tahsala, Sibitli, Sibirlen, Hazar Ellezi,
Birsil Karaçay, 1994, Çerkesk
[11] Kuzgun, Şaban., a.g.e. 49.s 37 Hazarlar Maddesi, Büyük Larousse, Gelişim Yayınları,
1986 İstanbul
[13]Kuzgun, Şaban, a.g.e. 100..s
[14] Kuzgun, Şaban,  a.g.e. 49.s
[15] Hasanlanı Nazir, a.g.e.414-421.s.
[16] Hasanlanı Nazir, a.g.e, 420-421. s
[17] Hasanlanı Nazir, a.g.e, 421.s

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder