11 Kasım 2011 Cuma

kırımçaklar

Hazar ve Kırımçaklar Bölge Haritası

Kırımçak Türkleri
Kırımçaklar, 1989 sayımına göre sayıları 1.559 olan bir Musevi Türk cemaatidir. Kırım'ın yerleşik halklarından olan Kırımçaklar, yarım adanın güneyinde otururlar. Bu topluluğun kültüründe bazı helenistik etkilerin olduğu ve bunların batıl inanışlar veya gelenekler şeklinde devam ettiği söylenmektedir.

Kırım Tatar Türkçesi'ni kullanan Kırımçakların tarihin değişik devirlerine ait bazı yazıtları bulunmaktadır. Milli kitapları Hagama 18. yüzyılda David Lahno tarafından kaleme alınmıştır. 20. yüzyılda ise Misailovka köyünde doğan ve güçlü bir şair olan Şaül Çemişovski yetişmiştir. Kırımçaklar kendilerini Türk soyundan gelmiş olarak kabul ederler. 20. yüzyılın başlarında Karasubazar'da 700 aile halinde yaşamaktaydılar.

Kırımçaklar, Türk dünyası içerisinde Musevî olmaları yönüyle Karaim Türkleriyle birlikte dikkat çekmektedirler. Kırımçakların, Karaimlerle birlikte Kırım’da yaşıyor olmaları sebebiyle birbirleriyle karıştırıldığı görülür. (Kalafat 1999;63) Bugün bölgede yaşayan Musevî Türklerin, 10.yy sonunda Hazarların dağılmasından sonraki bakiyeleri oldukları düşünülmektedir. Mevcut bilgiler de bu görüşleri destekler. Ancak, etnik oluşum açısından Karaim ve Kırımçaklar arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklar inançlarına da yansımaktadır.

Kırımçak adına 1859 tarihli Rus kaynaklarında rastlanıldığı ifade edilmektedir. 18.yy sonunda Kırım’ın Rus yönetimine girmesi ve 19.yy. bölgedeki diğer Yahudilerden ayırt edebilmek için ‘Kırımçak’ adının kullanıldığı anlaşılmaktadır (The Crımean Jews, , http://www.eki. ee/books/redbook/ crimean_jews.shtml)

Kırımçakların Nüfusları
Kırımçaklar, Kırım yarımadasının Karasu Pazar, Kerç, Kefe, Solhat, Mangup bölgelerinde yoğun olarak yaşamaktadırlar. Kırımçakların 1783’ten itibaren yapılan nüfus sayımlarında kayıtlara geçtiği bilinmektedir. 1939 sayımında yaklaşık 8.000 olan Kırımçakların nüfusunu 1959’da 1.500 olarak görüyoruz. II. Dünya Savaşında Kırım, Almanlar tarafından işgal edildi. Musevî olan Kırımçaklar, Almanların soykırımına uğradılar.

16 Kasım–15 Aralık 1941 tarihleri arasında Simferepol ve Feodosiya’da 2.604 Kırımçak Türkü kurşuna dizilerek öldürüldü. 17 Ocak 1942’de 486 Kırımçak gaz odasında ve Mayıs 1942’de Kerç’te yaşayan Kırımçaklar Acımuşkay yolu üzerinde kurşuna dizilerek öldürüldüler. Bu katliamlardan Rus, Ukraynalı ve Kırım Tatar ailelerinin yanlarına sığınabilen Kırımçaklar kurtulabildi. 1950’de 1.500 Kırımçakın kaldığı görülür. Bunların da daha sonra pasaportlarına soylarını Rus ve Ukraynalı olarak yazdırdıkları bilinmektedir (Rebi, Lombrozo,  2000;5).

Kırımçakların bir kısmı 1920-21’deki iç savaş ve sonraki kıtlık dönemlerinde bölgeden göç ederler. Bu göçler ABD’ye (400 kişi), İsrail’e (200 kişi) ve Türkiye başta olmak üzere Arjantin, Almanya ve Rusya’ya olur. Kırım’daki Kırımçaklar  bugün yaklaşık 500 kişi kadardır.

Dil ve din hakkında
Kırımçak adının 1859’da görülmesine rağmen etnik teşekkülünün 13–14. yy’da başlayıp 19. yy’da tamamlandığı dikkat çekicidir. Kırımçakların etnik yapısının temelini Hazar bakiyesi Türk grupları oluşturmuştur. Bunun en önemli delili kullanmış oldukları dilleridir.

B. F. Blagove, Kırımçakların dili için ‘Karluk-Uygur grubunun Çağatay diyalektini konuşurlar’ der. ( Lombrozo,  2000; 2-3).

Kırımçakların, Musevî olmalarına rağmen, doğrudan Tevrat’ı kabul etmek yerine Tevrat’la birlikte Talmud’u kabul etmeleri sosyolojik bir tavır olarak karşımıza çıkar. Ortodoks Yahudi olarak tanımlanan Kırımçakların bu tavrını Tanrı dini dışındaki dinleri kabul eden diğer Türk boylarında da görürüz. Kırımçaklar içinde bu temel etnik yapının dışında, Gürcü, Arnavut ve özellikle Ceneviz mahreçli Musevî grupların da bulunduğu dikkati çeker. Ayrıca, İspanya ve Portekiz’den sürgün edilen Yahudilerin bir kısmının Türkiye üzerinden Kırım’a da göç ettiklerini ve bunların dinî birliktelik açısından Karaim ve Kırımçaklarla bir arada bulunduklarını da belirtmek gerekir.

Kırımçakların etnik yapısındaki bu karışıklığı şahıs isim ve soy isimlerinde açıkça görmekteyiz. Purim, Pesah, Hannuka, Iom Tov, Sinai, Ben Tovim, Nissi, Sion, Benjamin, Josef, İşva, Meir, Davit, Simha, Şolom, Şedaka gibi Tevrat’tan alıntı isimlerin yanında; Lehno (Lehçe), Gurcü, Pyrua, Çorna (Slavca), Angelo, Anto, Vlesko, Dondo, Kartbi, Konorto, Konfino, Lombrozo, Manto, Masot, Piastro, Rabino, Refal, Honda, Ciapicio (İtalyanca) gibi isimleri buna örnek verebiliriz.

Kırımçaklarda bu isimler yanında Türkçe lâkaplar da kullanılmaktadır. Aybat ‘ay yüzlü’, altan, babai ‘yaşlı erkek, baba’, bahşi ‘bakşı’, kokuş ‘hindi’, çolak, çubar ‘siyah-beyaz alalı at’ gibi Türkçe lâkaplar Kırımçaklardaki hakim etnik unsurun da göstergesidir.

Kırımçaklarda dinî merasimlerin dili İbranîce’dir. Tevrat ve Talmud’un anlaşılabilmesi için özellikle 1866-1899 arasında Karasu Pazar’da Haim Hizkiyav Medini tarafından İbranîce’den Kırımçak Türkçesine çeviriler yapılmıştı.

İbranî yazısı ile Kırımçak Türkçesinin az sayıdaki bu eserleri Sanpetersburg ve Rus Millî Saltykov-Çedrin Kütüphanesi el yazmaları bölümlerinde bulunmaktadır. ( Lombrozo,  2000; 4).

Yanam desem (eski halk türküsü)

Anam desem - anam yoh,
Atam desem - atam yoh,
Balnitsağa hasta çuştım,
- Nedır alıñ degen yoh.
Alef dedım, bet dedım,
Ya men saña ne dedım:
Ahqan suvlar merekeb olsa,
Yazılıb pıtmez derdım.
Elıfım noqtalandı,
Az derdım çoqçalandı,
Yetış, anam, yetış, atam,
Qabırım tahtalandı.( Krımçaki 1999,80)

Kırımçak Diğer bir Türk grubu da Kırımçak'lardır. Bunlar da hem Tevrat'ı hem de Talmut'u kabul ederler. Kırımçak'lar da Karay Türkleri gibi Kırım yarımadasında yaşamaktadırlar. Bir zamanlar kalabalıkken, Alman işgalinde kıyıma uğramış bir Türk kavmidir. Bu gün sayıları oldukça azdır.

"İstanbul'um, Horasanım, Kırımçağım, Anadolu'm" demişti bir şiirinde Muhibbi mahlâslı Kanuni Sultan Süleyman karısı Hürrem Sultan için. Çünkü Hürrem Sultan Kırımdan karavaş olarak padişaha hediye edilmişti…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder